Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesi, "Türkiye'yi Düşünen Adam: Cemil Meriç" konulu bir söyleşi düzenledi. Etkinlikte, usta kalemlerin yorumları eşliğinde Meriç'in düşünce atlasında kapsamlı bir yolculuğa çıkıldı.
UNESCO Edebiyat Şehri unvanına sahip Kahramanmaraş, kültür ve sanat etkinliklerine devam ediyor. Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesi, Mevlâna İdris Kültür Sanat Sezonu kapsamında Necip Fazıl Kısakürek Kültür Merkezi Araştırma Kütüphanesi'nde bir söyleşi programı gerçekleştirdi. Programda, Türk düşünce ve edebiyat dünyasının önemli isimlerinden Cemil Meriç ele alındı.
Mustafa Köneçoğlu, Yusuf Genç ve Mustafa Armağan'ın konuşmacı olarak katıldığı söyleşi yoğun ilgi gördü. Söyleşide, Cemil Meriç'in düşünce dünyası, yazın hayatı, Doğu ve Batı medeniyetlerine yaklaşımı, entelektüel mücadelesi ve Türk düşünce hayatına kazandırdığı eserler çok yönlü olarak değerlendirildi.
Konuklar, Meriç'in yalnızca bir yazar değil, aynı zamanda çağını sorgulayan ve sonraki kuşaklara güçlü bir düşünce mirası bırakan öncü bir fikir insanı olduğuna dikkat çekti.
"Cemil Meriç, Bizlere Köklü Bir Bakış Açısı Sundu"
Programda konuşan yazar Yusuf Genç, Cemil Meriç'in Türk düşünce hayatındaki yerinin yalnızca eserleriyle sınırlı olmadığını vurguladı. Genç, "Cemil Meriç, bize düşünmeyi öğreten bir isimdir. Onu değerli kılan şey, hazır fikirler sunmasından ziyade zihnimizi diri tutan sorular sormasıdır." dedi.
"Doğu ile Batı arasında sıkışmadan, her iki dünyayı da derinlemesine okuyan ve eleştirebilen nadir mütefekkirlerimizdendir. Bugün hâlâ okunuyor ve tartışılıyorsa, bunun sebebi meselelerimize yüzeysel değil, köklü bir bakış sunmasıdır" ifadelerini kullandı.
"Cemil Meriç, Ezberleri Bozan Bir Fikir Adamıdır"
Tarihçi-yazar Mustafa Armağan ise Cemil Meriç'in düşünce dünyasına getirdiği özgün perspektife dikkat çekti. Armağan, "Cemil Meriç, ezberleri bozan bir fikir adamıdır. Ne Doğu'yu romantize etmiş ne de Batı'yı kutsamıştır. Her iki medeniyeti de ciddi bir muhasebeye tabi tutmuştur." diye konuştu.
"Onu bugün hâlâ önemli kılan şey, ideolojik kalıpların dışında kalarak hakikatin izini sürmesidir. Cemil Meriç, düşüncenin cesaret istediğini bize hatırlatan büyük bir münevverdir" sözleriyle değerlendirmesini tamamladı.
