Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’nin kentin zengin tarih ve kültürünü okuyucuyla buluşturan, 3 ayda bir yayınlanan “Diyarbakır Kültür ve Medeniyet” dergisinin altıncı sayısı çıktı.
Büyükşehir Belediyesi, kentin tarihi, kültürel ve gastronomisini ele alıp aidiyet duygusunu pekiştirmek, dışarıdan gelecek olan konuklara Diyarbakır’ı detaylı şekilde tanıtmak amacıyla yayınladığı “Diyarbakır Kültür ve Medeniyet” dergisinin altıncı sayısı okuyucuyla buluştu.
“Diyarbakır Kültür ve Medeniyet” dergisi altıncı sayısında “Ben Diyarbakır’ım müzik taşıyorum” dosya konusuna yer verildi.
“Kılamlar hepimizin ortak hikâyesini anlatır”
Derginin altıncı sayısının başyazısında, Vali Ali İhsan Su, Diyarbakır’ın asırların birikimiyle şekillenerek bugünlere gelen muazzam müziğimizin en güzel şehirlerden biri olduğunu kaydetti.
Diyarbakır’ın sanatsal olarak önemli bir şehir olduğuna dikkat çeken Vali Su,şu ifadelere yer verdi:
“Bu kadim şehir, kendi kültür ortamından beslenerek yetiştirdiği birçok güftekâr ve bestekârlarla klasik musikimizde önemli bir yerde dururken; diğer yandan ürettiği halk müziğiyle; türküleri, mayaları ve ağıtlarıyla tartışmasız bir müzik deryasıdır. Dergahlarında okunan mevlidler ve ilahiler ‘deruni bir ahenk’ taşır; yaylalarda söylenen türküler, divanlarda okunan kılamlar hepimizin ortak hikâyesini anlatır.”
“Toplumun nota nota işlediği geleneğidir”
Müziğin Diyarbakır’da ortak bir gönül birliği olduğunu vurgulayan Vali Su, yazısında şu ifadelere yer verdi:
“Nağmesini, makamını ve ahengini Diyarbakır Kalesi’nden, Hevsel’de yetişen reyhandan, gülden, aksiseda bulduğu taş evlerden, kenarında kuşların şakıdığı Dicle’den alır. Toplumun nota nota işlediği geleneğidir; dünü, bugünü ve yarınıyla, bütün kültürünü içine alan hafızasıdır.”
“Hepimizin ortak mirası”
Derginin yeni sayısında, şehrin müzik tarihi serüvenine ışık tutmaya çalıştıklarını belirten Vali Su, yazısını şöyle tamamladı:
“Bu sayımızda şehrin dünden bugüne taşınan müzikal birikimini ele aldık. Şehrin havasına, suyuna, toprağına sirayet etmiş müziğini, bu köklü zenginliğini yeniden gözler önüne sermek istedik. Burada anlattığımız; hepimizin ortak mirası, insanlarını, gönülden gönüle görünmez bir bağla bağlayan Anadolu’nun sesidir.”
