“100 Gün Içinde En Az 5 Kreş ve Kent
Lokantasının Temelini Atacağım”
İlke
TV’de Dilek Odabaş ile "Konuşma Zamanı" programına konuk olan
Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer, ilçede hayata geçireceği
projelerini anlatarak, ilk 100 gün içinde Esenyurt’a yeni kreşler ve kent
lokantaları kazandıracağını söyledi.
Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer,
İlke TV ekranlarında yayınlanan Dilek Odabaş ile "Konuşma Zamanı"
programının canlı yayın konuğu oldu. Programda ilçeyle ilgili vizyon
projelerini anlatan Başkan Özer, ilk 100 gün içerisinde kent lokantası
projesini hayata geçireceğinin müjdesini de verdi. Başkan Özer, “Makro düzeyde yapacaklarımızın yanında
proje bazında yapacaklarımız da var. Kreş yapacağız. Kocaman Esenyurt'ta 9-10
tane kreşimiz var. Biz ilk 100 gün içinde en az 5, 10 tane kreşin temelini
atmak istiyoruz. Bugüne kadar halka bir hizmet yapıldığında lütuf gibi
görülmüş. Ancak biz hızla yola çıkacak, Kent Lokantası'nı da açacağız, aşevini de açacağız” dedi.
“Esenyurt'u Yaşanabilir, Huzurlu Bir
Kent Haline Getireceğiz”
Esenyurt’ta
bir kentlileşme oluşmadığını vurgulayarak Esenyurt’u yaşanabilir bir kent
haline getireceğini belirten Başkan Özer, Esenyurt'ta benim bir idealim var
diyerek, "Özellikle hedeflerimi ortaya koydum. Bunları şöyle
özetleyebilirim: Bir barış ve kardeşlik şehri. Nedeni şu, Esenyurt’ta 101’den
fazla ülkeden insan var, 100'den fazla dil konuşuluyor. 81 ilden göç almış bir
yer, fakat herkes kendi çadırında. Bir Esenyurt kimliği, bir kentlileşme
oluşmamış. Bu modeli İstanbul üzerinden Türkiye'ye hediye edebiliriz. Bu,
Türkiye’nin bekleyen sorunlarının çözümüne de katkı yapabilir. Esenyurt
sorunları olan bir ilçe, enlerin ilçesi. Esenyurt'un güvenli bir ilçe imajı
olmadığı için 'Esencılıs' diye anılıyor. Büyük ideallerimden biri de Esenyurt'u
yaşanabilir, huzurlu bir kent haline getirmek” diye konuştu.
Bunun
yanında Esenyurt’ta hızlı nüfus artışı ile çarpık kentleşmenin olduğunu
vurgulayan Başkan Özer, “Esenyurt’un 1989 yılında nüfusu 50 bin. 2009'a
geldiğide nüfus 373 bin. Belediye de 400-450 bine göre dizayn olmuş. Ancak
bugün resmî olarak 1 milyon, gayrıresmî olarak 1 milyon 650 bin kişiye hizmet
veriyor. Dolayısıyla burada olay şu: Bir hızlı kentleşme meydana gelmiş. 2009
ile 2019 arasında yüzde 11 kent hızlı nüfus artışı var. Dünyanın hiçbir yerinde
böyle bir şey yok. 10 yıl içinde nüfus 4 katına çıkmış. Bu dramatik artışın
getirmiş olduğu bir vahşi kentleşme var. Boş alan adeta bırakılmamış. Yeşil
alanların hepsi beton lobilerine peşkeş çekilerek bir yaklaşmaya gidilmiş”
ifadelerini kullandı.
“Bir Belediyenin
Temek Belediyecilik Hizmetleri Var”
Yönetirken
liyakate ve ehliyete büyük önem vereceğine dikkat çeken Başkan Özer, temel
belediyecilik hizmetlerine değinerek önceliklerinden bahsetti. Başkan Özer
şöyle konuştu: “Bir kurumdan liyakat ve ehliyeti çıkarın, geriye dedikodu ve
kaos kalır. Uyum içinde çalışmak, disiplinli olmak, halka saygılı olmak oldukça
önemli. Mesela biz geldiğimizde çöp
dağlarıyla karşılaştık. 55 kamyon sözleşmesi yapılmış, ancak 22 tane kamyonla
çalışılmış. Yüzde 50'si bile değil. Yazık, günah değil mi? Göreve başladığımız
gibi bu duruma derhal el attık, gereğini yapıyoruz. Sokaklar temizleniyor,
pırıl pırıl oluyor. O çöp dağlarından halk kurtuldu. Zaten bir belediyenin
temel belediyecilik hizmetleri vardır. Temizlik, ulaşım, yol, park ve bahçeler
bunlardan birkaçıdır. Bu temel belediyecilik hizmetlerini yapmazsanız, başka
yapacağınız işlerin bir kıymeti olmaz, çünkü salgın hastalığın olduğu, çöpün
temizlenmediği bir belediyede kültür hizmeti yaparsanız ne işe yarar? O nedenle bu temel belediyecilik hizmetleriyle hemen
yola koyulacağız.”
“Yeşil Alan Bir Kentin Olmazsa Olmazıdır”
İlçede
kişi başına düşen yeşil alan miktarını artıracaklarını ifade eden Başkan Özer
şunları ekledi: “Park, bahçe, yeşil alan olmazsa olmazıdır bir kentin. Bir
kente girdiğinizde eğer yollar eğri büğrüyse, binalar çürük dişler gibi
dizilmişse, hava koridorları yoksa, kentin akciğerleri tıkanmışsa, kent meblesi
tahrip altındaysa orada kötü yönetim var, rüşvet var, itikap var demektir.
Bunlara son vermemiz lazım. Kişi başına düşen asgari yeşil alan 10 metrekare
olması gerekirken Esenyurt’ta 72 santimetre kare. Neden? Esenyurt'un her yeri
beton. Bu olacak bir şey değil. Deprem toplanma alanları, askeriye alanları
bile betona kurban edilmiş.”
“Esenyurt, Lojistiğin Başkenti Olabilecek
Bir Ilçe”
İlk
100 gün için planladığı projelerini anlatan Başkan Özer, "Matematik Köyü
isminde bir projemiz var, herkesin ilgisini çeker. Bu projemiz, Esenyurt'u bir
silikon vadisi haline getirme projesidir. Katma değeri yüksek ürünler üreterek
ihraç edebileceğimiz bir yer yaratabiliriz. Esenyurt aynı zamanda lojistiğin
başkenti olabilecek bir yer. Kara ulaşımı var, deniz ulaşımı var, demir yolu
ulaşımı var, hava yolu ulaşımı var ama hâlâ bir lojistik köyü yok. Bunlara
derhal el atarak, projelerimizi el birliğiyle hayata geçireceğiz. O nedenle Kent Lokantası'nı da açacağız, aşevini de açacağız. Emekliler için emekli dinlenme
evleri, yaşlılarımız için geriatri merkezleri, kadınlar için doğum hastanesi
yapacağız” şeklinde konuştu.
“Kadınlar
ve Gençler Kırmızı Çizgimiz!”
Kadınlar
ve gençlerle ilgili yapılan çalışmaları önemsediğini belirten Başkan Özer,
onların hayatını kolaylaştıracak her türlü projeyi hayata geçireceklerini
vurguladı. Prof. Dr. Özer sözlerini şöyle sürdürdü: “Esenyurt'un çocukları için
kültür merkezlerinde kendilerini geliştirebilecekleri sinema, tiyatro gibi
sanat kursları, çocuk meclisleri, gençlik meclisleri kuracağız. Kadın ve
gençlik bizim kırmızı çizgimizdir. Kadınlarla ilgili kanser tarama testleri,
önleyici sağlık hizmetleri ve evde bakım hizmetleri gibi projelerimizi hayata
geçireceğiz. Eğitimle ilgili Kampüs Lise projesine başlanmış ama hiç ilerleme
sağlanmamış, bu projeyi ilerleteceğiz. Engellilerle ilgili projelerimizi hayata
geçireceğiz.
Ayrıca
ulaşım konusu ile ilgili büyükşehirle birlikte çalışıyoruz. Bakın bizim bir
avantajımız bu. Sayın Ekrem İmamoğlu bana göre İstanbul için büyük bir şans.
Vizyoner, çalışkan, kapsayıcı bir lider. Zaten öyle olmasa halk yeniden 1
milyon farkla seçer miydi kendisini? Bu seçim sonuçları da onun ispatı. Biz de
geçmişten beri tanışıyoruz, bir kişisel dostluğumuz var ama onun ötesinde bir
yol arkadaşlığımız da var. Onunla uyum içinde çalışmak demek, İstanbul'un
gücünden de Esenyurt'un faydalanması demektir.”
Esenyurtlu Kimliğini Inşa Edecek,
Proje Demokrasisi Uygulayacak, Olmayanı Olduracağız”
Esenyurt’un
çok kültürlü yapısına değinen, bu yapıya ilişkin projeleri hakkında da bilgi veren
Başkan Özer şöyle konuştu: “Barış ve Kardeşlik projesi herkesi kapsıyor. Bir
Esenyurtlu kimliği inşa edeceğiz. Biz burada mesela Anadolu kültürlerini bir
araya getirecek bir yer yapmayı planlıyoruz. Esenyurt'ta var olan 950
derneğimizi burada buluşturacağız. Mesela bir dil merkezimiz var, bu
merkezimizde onlarca dil eğitimi yapacağız. Her kültürün kendini
geliştirebileceği olanakları sunacağız. Bunları birbiriyle çatışma içinde
değil, bir zenginlik olarak görüp birbirlerini besleyecekler. Mütevazi olup taş
üstüne taş koyacağız. Bizim şöyle bir anlayışımız yok: Tepeden inme! Biz
biliyoruz, her şeyi biz yapacağız. Proje demokrasisi uygulayacağız. Örneğin
muhtarlarla, sivil toplum örgütleriyle, kent konseyiyle, kanaat önderleriyle
bir araya geleceğiz, onların da önerilerini alacağız. Bir proje havuzu
oluşturacağız. Belki orada elli tane, yüz tane projemiz birikecek. Önceliği
kime vereceğiz? Acil sorun çözen, kaynağı ve geri dönüşü kente dokunan, katma
değer katan ve kalıcı olan projeleri öne çıkararak hayata geçireceğiz, çünkü
belediye başkanı demek, halkın parasını halka kullanan insan demektir. Olmayanı
olduracağız, bulacağız ve bu hizmet yolumuz olacak.”
“İnsanları
Üretime Teşvik Edecek Yapılar Kuracağız”
Esenyurt’ta
üretimi ön plana çıkaracağını vurgulayan Başkan Özer şunları söyledi:
“Siyasetin üç tane işlevi arasından biri üretimi artırmak, ancak bu tek başına
değerli değil. Üretilenin adil görünümüne refakat etmek gerekiyor. Bu da
yetmez, bu ikisinin toplumsal barışla huzur içinde yapılması gerekir. İnsanları
da birtakım üretimlere teşvik edecek bazı yapılar kurmalıyız. Mesela Esenyurt'ta
olan Göle Kadınlar Meclisi, Karadenizli kadınların, gençlerimizin kurduğu yerel
inisiyatifli yapıları çoğaltacak, üretime sevk edeceğiz, o ürünlerin
pazarlamasını yapacağız. Kadın yaşam alanı projemiz var, kadınların kendi el
emeklerini üretebilecekleri kooperatiflere öncülük edeceğiz. Sadece bu değil, aynı
zamanda kadınların ürettiklerinin pazarlanmasına da aracılık edeceğiz.
Pazarlanmıyorsa belediye bunun alıcısı olacak, onları teşvik edecek. Belediye
birine verecek, satacak, satamıyorsa da belediye o sosyal yardım seti
çerçevesinde vatandaşa verecek.
Bir
taraftan üretimi artıracağız, diğer taraftan ticareti artıracağız. Herkesin kendi yeteneklerini geliştirmesi
için belediye kültür sanat faaliyetlerini geliştirecek ve en önemlisi de
kadınlar başta olmak üzere küçük çaplı üretim kooperatifleri yoluyla, üretim
merkezleri yoluyla kalkınma sürecine, katılımlarına katkıda bulunacağız. Bu
tamamen radikal bir çözüm olmaz ama yavaş yavaş derde dava olacak. Ayrıca yeni
birtakım yatırımların yapılması için altyapısı olan arsalar üreteceğiz.
Yatırımcıya saygı duyacağız. Yatırım yapılması için onların önünü açacağız.
Bunları yaptığımız takdirde önümüz açılacak ve 5 yılın sonunda insanların
gururla, 'Biz Esenyurtluyuz' diyebileceği bir ilçe olacağız.”
“Rehabilitasyon Merkezi Kuracağız”
Esenyurt’ta
bağımlılıkla ilgili de çalışmalar yürütüleceğine dikkati çeken Başkan Özer,
“Rehabilitasyon merkezi kuracağız ve geliştireceğiz. Ancak bunlar radikal çözüm
değil. Radikal çözüm halkı bilinçlendirmedir. Ben hemen talimat verdim. Şimdi
arkadaşlarımız bir çalışma yapıyorlar. Başlayacağız. Hem velileri hem de
okullarda konferanslar yoluyla bu uyarılarımızı yapacağız. Sonra bu anlamda suça
teşvik edenlerin cezasını emniyet verecek. Sonra da halkı bilinçlendireceğiz”
dedi.
“Kimsenin
Ekmeğiyle Oynamayacağım”
Göreve
gelmeden önce yapılan hukuka aykırı, usulsüz işe alımlar, atamalar, belediyenin
ne durumda teslim alındığı hakkında da açıklama yapan Özer, “Yapılan bu
işlemler zaten gayrihukuki bir durum, görevi kötüye kullanma! Bunları
inceletiyoruz. Dediğim gibi 31 Mart'ta seçimi kazanmışım, 1 Nisan'da, 2
Nisan'da insanlar işe alınmış. Derhal iş akitlerini sonlandırdık, çünkü bu
yapılanlar aynı zamanda işe alım yapılan o insanlara da büyük bir kötülük.
İhtiyaç olan temizlik işleri, park bahçeleri ile ilgili alanlarda yeni yönetim
olarak geri alımlar yaptık. Kimsenin ekmeğiyle oynamayacağım. O sözümün
arkasındayım. Bu o kapsamda değil. Bunun üstünü ben de örtebilirdim ama o zaman
ben Esenyurt halkına verdiğim sözü de tutmamış olurdum. Teşhir etmek
durumundayım, hatta bu bahsi de artık kapatmak istiyorum, çünkü ben enkaz
edebiyatı yapmaktan yana değilim. Biz geldik, mevcut tabloyu açıklayacağız. Teşhir
edeceğiz. Halk bilsin neyi devraldığımızı ama bundan sonra artık işimize
bakacak, eksikleri giderecek, yanlışlara karşı gereğini yapacağız. Varsa hukuka
aykırı olan işlerin, problemlerin üstüne gideceğiz ve bundan sonra Esenyurt'u
toparlayacağız” şeklinde konuştu.