Başkan Özer: Merkezi
Hükümetin Yapması Gereken Görevleri Belediyeler Yapıyor!
KRT’de Gökhan Kayış’ın sunduğu “Başka Bir Gün” programında
konuşan Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer, Ekrem İmamoğlu’nun
"siyasi yasak davasına" dair önemli açıklamalarda bulundu. Halkın
iradesine müdahale edilmemesi gerektiğini vurgulayan Başkan Özer; "Ekrem
İmamoğlu yalnız değil; hem CHP hem de demokrasiye inanan tüm kesimler onun
arkasında duracaktır. Hukukun adil bir karar vereceğine inanıyorum ve bu
sürecin uzatılmadan çözüleceğini umuyorum. Halkın iradesinin gasp edilmesine
izin vermeyeceğiz." dedi.
Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer, KRT’de
Gökhan Kayış’ın sunduğu “Başka Bir Gün” programına konuk oldu. Programda
soruları yanıtlayan Özer, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun “siyasi yasak
davasına” ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Ekrem İmamoğlu’nun her zaman
yanında olacağını vurgulayan Başkan Özer, konuşmasında şunları söyledi: “Ekrem
Bey, halkın üç kez desteğini alarak seçim kazanmış başarılı bir belediye
başkanı. Hukukun bir "sopa" gibi kullanılması doğru değil. Halkın
iradesine bu şekilde müdahale edilmesi demokrasimize zarar verir. Ekrem Bey
yalnız değil; hem CHP hem de demokrasiye inanan tüm kesimler onun arkasında
duracaktır. Umuyorum ki hukuk adil bir karar verecektir ve bu süreci daha fazla
uzatmadan çözeceğiz. Henüz net bir karar yok. Ama halkın iradesinin gasp
edilmesine izin vermeyeceğiz. Demokrasi halkın rızasına dayalıdır ve bu rıza
bastırılmamalıdır. Evet, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımız Ekrem
İmamoğlu'nun yanındayız. Hukukun adil ve şeffaf uygulanması gerektiğine
inanıyoruz. Bu süreçte halkın da bu duruma sessiz kalmayacağını düşünüyorum.
Benzer şekilde, kayyum uygulamalarına da karşıyız. Halkın iradesine müdahale
edilmemeli. Kayyumlar aracılığıyla belediye başkanlarının görevden alınması,
demokrasinin ruhuna aykırıdır. Bizim beklentimiz, merkezi hükümetin yerel
yönetimlerin önünü açması, hizmetlerin engellenmemesidir.”
Esenyurt’ta yapmış olduğu çalışmalar hakkında da bilgiler
aktaran Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer, göreve geldikleri günden bu güne
kadar yapmış oldukları hizmetleri kamuoyu ile paylaştı. Sosyolog kimliği ile de
öne çıkan Başkan Özer, Esenyurt demografisini ve bu demografiye göre
Esenyurt’ta nasıl bir yönetim politikası yürüteceklerini de sözlerine ekledi.
Özer: “Suriyeden
Esenyurt’a Büyük Bir Göç Dalgası Olmuş”
Esenyurt’u küçük bir İstanbul olarak tanımlayan Prof. Dr.
Ahmet Özer, açıklamasında şu ifadeleri kullandı; “Esenyurt Türkiye'nin 51
ilinden büyük. Nüfusumuz yaklaşık 1 milyon 500 bin civarında. 101 ülkeden insan
yaşıyor burada. Aynı zamanda 81 ilimizden göç almış bir yer. İstanbul’u küçük
bir Türkiye olarak tanımlıyorsak, Esenyurt da küçük bir İstanbul’dur. Hem
sosyolojik hem belediyecilik anlamında bir laboratuvar gibi. Yoğunlukları ve
sorunları çok fazla. Seçimi büyük bir farkla kazandık ve göreve başladık.
Rozetimizi çıkararak adil, eşit, kapsayıcı ve ulaşılabilir bir yönetim
anlayışıyla çalışıyoruz. Halkımızın bize oy vererek sözünü söylediğini
düşünüyorum. Gökhan Bey, özellikle yanlış dış politika nedeniyle Suriye'den
büyük bir göç dalgası oldu. Bakanlığa göre 4, kimilerine göre ise 6 milyon,
Suriyeli Türkiye'ye geldi. Bu insanların büyük bir kısmı İstanbul’a,
İstanbul’dakilerin büyük kısmı ise Esenyurt’a geldi. Resmi verilere göre 200
bin yabancı var burada ve büyük çoğunluğu Suriyeliler. Ancak bu mesele
belediyenin değil, hükümetin sorumluluğunda. Biz burada barış ve kardeşlik için
çalışıyoruz.”
“1.5 Milyonluk
Esenyurt’tun 1 Adliyesi Bile Yok”
Biz göreve gelir gelmez Esenyurt’ta bir model uygulamaya
başladık. Bu modelin yedi temel ayağı var. Birinci ayağı, Esenyurt’u barış ve
kardeşlik şehri haline getirmek. Farklı nedenlerle buraya gelen insanların
barış içinde yaşamalarını sağlamak istiyoruz. Bu amaçla festivaller düzenledik.
Evet, beş ayda beş festival yapıyoruz. İlki uluslararası halk dansları
festivaliydi, 35 ülkeden 550 kişiyi ağırladık. Sonrasında gençlik festivali
yaptık. En son Eylül sonunda başlayan Kardeş Kültürler Festivali’ni düzenledik.
9 gün süren bu festivalde 7 sanatçı konserler verdi. Dengbejler, âşıklar, halk
oyunları, şairler, edebiyatçılar paneller düzenledi. Rojda'nın konserine 60 bin
kişi katıldı, bu bir rekordur. Esenyurt, Kürtçe, Türkçe, Arapça şarkıların
söylendiği; halayların, horonların, zeybeklerin oynandığı bir kardeşlik şehri
haline geldi. Kasımda ise Türkiye’nin önemli şairlerini, edebiyatçılarını
ağırlayacağımız bir festival daha yapacağız. Ardından kadın emeğini
değerlendirme festivali düzenleyeceğiz. Bu festivallerle Esenyurt'u barış ve
kardeşlik şehri haline getirmek istiyoruz. Esenyurt, hızlı nüfus artışı ve
çarpık kentleşme nedeniyle zorlanmış bir yer. 40 yıl içinde nüfusu 40 katından
fazla artmış. 1.5 milyonluk bir ilçede hükümet konağı, adliye sarayı, ticaret
odası gibi temel altyapılar yok. Bunlar olmadan kentsel dönüşüm sağlanamıyor.
Kentleşme çok boyutludur ve Esenyurt bu anlamda eksik kalmış.”
“15 Bin Kişiye Sıcak
Yemek Hizmeti”
Esenyurt’un sosyal belediyeciliğin merkezi haline
geleceğinin altını önemle çizen Başkan Özer, sözlerini şu ifadelerle noktaladı;
“Kent kimliği yaratmak zor olabilir ama imkânsız değil. Özellikle Esenyurt gibi
hızla büyüyen yerlerde bu "arada kalma" durumu gerçekten ciddi bir
sorun. Bizim bu kadar kültür ve sanat etkinliği düzenlememizin sebebi de
aslında budur. İnsanları bir araya getirmek, farklı kültürlerin kaynaşmasını
sağlamak, bir Esenyurt kimliği oluşturmak için çalışıyoruz. Kültür ve sanat,
kentleşmeyi hızlandıran ve insanları birbirine yaklaştıran araçlardır. Ancak
elbette bu sadece bir belediyenin tek başına çözebileceği bir sorun değil.
Kesinlikle bazı meseleler ulusal düzeyde çözülmeli. Deprem, göç gibi sorunlar
bir ilçenin tek başına çözemeyeceği sorunlardır. Ama biz elimizden geleni
yapıyoruz. Zararın neresinden dönülürse kârdır diyerek Esenyurt'u daha
yaşanabilir bir yer haline getirmek için çalışıyoruz. Evet, sosyal
belediyeciliğin en somut örnekleri bunlar. Mesela, aşevimizde günde 15 bin
kişiye sıcak yemek veriyoruz. Kreş sayımızı artırıyoruz, kent lokantaları
açıyoruz. Bunlar sosyal devletin yapması gereken işler, ama biz de elimizden
geleni yapıyoruz. Esenyurt'u barış ve kardeşlik şehri olarak inşa etmek için
çalışıyoruz. Temiz, ulaşılabilir, yeşil bir Esenyurt hedefimiz var. Kültür,
sanat, ticaret ve sanayide lider bir Esenyurt için halkımızla el birliğiyle
çalışıyoruz. Eşit, adil, kapsayıcı bir belediyecilik anlayışıyla, 21. yüzyıla
yakışan bir Esenyurt inşa edeceğiz. Bu süreçte de halkımızın desteğiyle
başarıya ulaşacağımıza inanıyorum.”