Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi ev sahipliğinde düzenlenen 2. Mezopotamya Su Forumu başladı. Forumun açılışında konuşan Eşbaşkan Doğan Hatun, suyun tüm Mezopotamya halklarının özgürlüğü olduğunu belirterek, suyun korunmasına ilişkin mücadele edilmesi gerektiğine dikkat çekti.
Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi, Mezopotamya Su Forumu ve Mezopotamya Ekoloji Hareketi iş birliğiyle düzenlenen 2. Mezopotamya Su Forumu, Çand Amed Kültür ve Kongre Merkezi'nde başladı. Foruma, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Doğan Hatun, Demokratik Bölgeler Partisi Eş Genel Başkanı Çiğdem Kılıçgün Uçar, DBB Meclisi Eşsözcüleri Demet Ceylan ve Ayhan Karatekin, ilçe belediye eşbaşkanları, Irak, Suriye ve Türkiye'den çevre aktivistleri, akademisyenler ve sivil toplum örgütü temsilcileri katıldı.
Forumun açılışında konuşan Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Doğan Hatun, suyun yaşamın kaynağı olduğunu vurguladı. Hatun, "Su bir silah değildir, su tüm doğa için, tüm canlılar için yaşamdır. Birlikte doğamızı da koruyalım, suyumuzu da koruyalım, yaşamı da koruyalım, o zaman insanlığı da koruyabileceğiz" dedi.
Mezopotamya toprakları üzerinde özellikle Fırat ve Dicle nehirleri üzerinde çeşitli oyunlar oynandığını belirten Hatun, bu durumun tüm Ortadoğu'yu savaş alanına çevirdiğini söyledi. Birleşmiş Milletler verilerine göre Ortadoğu'nun yüzde 88'inin çöl seviyesine geldiğini aktaran Hatun, acil önlem alınması gerektiğini vurguladı.
DBP Eş Genel Başkanı Çiğdem Kılıçgün Uçar, kapitalizmin saldırılarına karşı su kaynaklarını korumak gerektiğine dikkat çekerek, "Eğer el ele verip direnirsek, inanıyoruz ki doğa ve su kaynaklarını kurtarabiliriz. Tüm demokratik ve yurtsever çevreye sesleniyoruz; doğa ve su kaynaklarına sahip çıksınlar" dedi.
19 Ekim'e kadar sürecek forumda suyun ekolojik, politik ve toplumsal boyutları tartışılacak. İlk gün "Mezopotamya'nın Tüm Bölgelerinde Suların Durumları", "Irak Hükümetinin Su Politikası" ve "Suriye'deki Su Politikalarına Çözüm Perspektifleri" başlıklı sunumlar yapılacak.
Forum, Mezopotamya havzasında suyun bir hak ve barış aracı olarak ele alınmasını, bölge halklarının su politikalarında söz sahibi olmasını hedefliyor. Katılımcılar, Dicle ve Fırat havzalarının karşı karşıya olduğu tehditleri ve bölgesel dayanışma yollarını ele alacak.